KOPARIN I.V. flakon, nedir, ne işe yarar, yan etkileri, nasıl kullanılır

KOPARİN I.V. enjeksiyonluk çözelti içeren flakon’un Endikasyon Bilgisi :

İçerisinde etken madde olarak heparin sodyum bulunan KOPARİN 25000 IU/5 mL I.V. enjeksiyonluk çözelti içeren flakon, kanda pıhtılaşmayı önleyerek, kan akışının sorunsuz bir şekilde  devam etmesini sağlamaktadır. Vücudunuzda kanı taşıyan damarlar, arterler veya venler diye adlandırılır. KOPARİN Flakon aşağıda listelenen  rahatsızlıkların tedavisinde etkilidir :
a)-Çeşitli kan pıhtılaşma bozukluklarında,
b)-Damarlarınızdaki (arterler ve venlerdeki) zararlı kan pıhtılarının oluşmasının durdurulmasına yardımcı olmak için (önleyici amaçla),Hemodiyalizde ve kalp ameliyatlarında,
c)- Kalp krizi veya kalp krizi riski var ise
d)- Hemodiyalizde ve kalp ameliyatlarında,.
Vücudunuzda kan pıhtıları, bacakta (Derin ven trombozu, DVT), akciğere kan taşıyan damarlarda (pulmoner emboli) meydana gelebilir. Kilonuz fazlaysa, hamileyseniz, bazı kan hastalıklarınız varsa, daha önce pulmoner emboli veya DVT geçirdiyseniz, kalp krizi, felç durumu veya uzun süreli hareketsizlik pıhtı riskini artırır.

KOPARIN I.V. enjeksiyonluk çözelti içeren flakon’ un Kullanım Şekli

  1. KOPARİN’in heparin konsantrasyonu 5.000 IU/mL’dir. Tüm heparin preparatları aynı konsantrasyonu içermediği için heparin dozu I.U. olarak belirlenmiştir. KOPARİN size bir hekim veya hemşire tarafından uygulanacaktır. Hekiminiz hastalığınıza bağlı olarak ilacınızın dozunu belirleyecek ve reçete edecektir.
    KOPARİN herhangi bir diğer ilaçla karıştırılarak enjekte edilmemelidir.
  2. KOPARİN , damar içine veya cilt altına uygulanan bir ilaçtır.
  3. KOPARİN , % 5 glukoz veya % 0.9 sodyum klorür içinde devamlı intravenöz infüzyon yoluyla veya aralıklı intravenöz enjeksiyon veya subkutan enjeksiyon yoluyla uygulanır. Heparinin intravenöz enjeksiyon hacmi 15ml’yi geçmemelidir. Heparinin etkisi kısa süreli olduğundan, aralıklı intravenöz enjeksiyon yerine, intravenöz infüzyon ile veya subkutan enjeksiyonla uygulama tercih edilmektedir.

 

KOPARIN I.V. enjeksiyonluk çözelti içeren flakon Hakkında Bilinmesi Gereken Hususlar :

  1. KOPARİN, heparin sodyum olarak adlandırılan antikoagülan (pıhtılaşmayı önleyici) ilaçlargrubuna dahildir. KOPARİN, standart heparindir.
  2. KOPARİN flakon içerisinde 5 ml renksiz, berrak çözelti halinde 25 000 I.U heparin sodyum(domuzdan elde edilir) içerir. Kutu içinde 1 adet flakon bulunur.
  3. Bu ilaçta bulunan etkin maddeye (heparin sodyum) veya yardımcı maddelerden herhangi birine (benzil alkol) karşı aşırı duyarlılığınız var ise; KOPARİN’in size uygulanması uygun değildir.
  4. Eğer epidural veya spinal anestezi altında iseniz; herhangi bir anestezik almadan önce, heparin kullandığınızı; hamile iseniz hamile olduğunuzu hekiminize söylemeniz gerekir. Planlanan bir ameliyat durumunda size narkoz veren kişiyi (diş hekiminiz de dahil), KOPARİN aldığınız konusunda bilgi veriniz.
  5. Anestezi aldıktan sonra ilgili sağlık personeli düzenli kontrollerinizi yapacaktır. Omurganız etrafında herhangi bir morluk veya kanamanın olup olmadığı kontrol edilecektir. Bunların olması geri dönüşümü olmayan felce neden olabilir. Bu, bacaklarınızda veya vücudunuzda titreme (ürperti), halsizlik veya uyuşukluk, sırt ağrısı veya tuvalete çıkma sorunları şeklinde ortaya çıkabilir. Ancak bu durum, çok nadir görülür. Anesteziden sonra hekiminiz size ne zaman ilaç alabileceğinizi söyleyecektir.
  6. Şimdi veya daha önceden kanınızdaki pıhtılaşma hücrelerinde (trombositler) heparinin herhangi bir tipinden kaynaklanan büyük bir düşüş meydana geldi ise (heparin tarafından uyarılan trombositopeni (HIT) olarak adlandırılan reaksiyon); hemofili gibi ciddi kanamaya sebebiyet verdiği bilinen bir kan hastalığınız var ise; çok yüksek tansiyonunuz; ciddi karaciğer sorunlarınız; mide ülseriniz; bilinen endokardit (kalbin iç yüzeyini örten tabakanın ve kalp kapaklarının iltihaplanması) hastalığınız; omurga, kafa, gözler veya kulaklarınızla ilgili bir ameliyat geçirdiyseniz veya yakında böyle bir ameliyat geçirecekseniz ya da  omurga, kafa, gözler veya kulaklarınızda bir yaralanma var ise; daha önce beyin kanaması geçirdiyseniz; ciddi karaciğer sorunlarınız var ise; düşük yapma olasılığı var ise;  bunlardan herhangi birisinin varlığında KOPARİN’in sizde kullanılması uygun bulunmamaktadır.
  7. Tinzakaprin, enoksaparin veya deltaparin gibi düşük molekül ağırlıklı heparinlere
    alerjiniz (aşırı duyarlılık) var ise; böbrek veya karaciğerinizde sorunlar varsa; gözleriniz ile ilgili (retina) bir rahatsızlık, yüksek tansiyon (kan basıncı ile ilgili sorunlar), diyabet, belinizden sıvı alındıysa (Lomber ponksiyon); Metabolik asidoz denilen bir durum sözkonusuysa; Amilorid ve spirinolakton gibi potasyum koruyucu diüretikler grubundan bir ilaçla tedavi görüyorsanız; kanama olasılığını kolaylaştıran bir durumunuz varsa veya emin değilseniz, gebeyseniz veya gebe kalmayı planlıyorsanız; kan pıhtılaşmasını etkileyebilecek başka bir ilaç kullanıyorsanız; kanınızda yüksek potasyum düzeylerine (hiperkalemiye) sebep olabilecek bilinen bir sağlık sorununuz var ise; KOPARİN’le  tedaviye başlamadan önce sözü edilen rahatsızlıklardan herhangi biri varsa hekiminize söyleyiniz.
  8. 1 ila 3 yaşları arasındaki çocuklara uygulanacaksa hekime danışılmalıdır. KOPARİN, bir aylığın altındaki çocuklarda kullanılmaz.
  9. Yaşlılarda, doz azaltılması ve aPTT (aktive parsiyel tromboplastin zamanı) pıhtı oluşumunun izlenmesi
    tavsiye edilir.
  10. Hekiminiz KOPARİN’i size uygulamadan önce ve kullandığınız süre içinde kan testlerinizi yapacaktır. Böylece hekiminiz size doğru doz verdiğini kontrol edebilecektir. Bu testler, pıhtılaşma hücrelerinin (trombosit) ve potasyumun kanınızdaki seviyesini kontrol etmek içindir. Bu ilaç daha kolay kanama yapabilir. Hekiminiz ya da hemşireniz size başka enjeksiyonlar veya işlemleri uygulayacakları zaman çok dikkatli olmalıdırlar.
  11. Heparin alkol ile birlikte alınmamalıdır.
  12. İhtiyaç duyulması durumunda hekiminiz hamileliğiniz esnasında size KOPARİN uygulayabilir. Kullanım sonrasında, özellikle doğum esnasında epidural anestezi uygulanmamalıdır.
  13. Bu ilacın kullanımı sırasında emzirmek mümkündür.
  14. KOPARİN’in genellikle araç veya makine kullanıma yeteneği üzerinde çok az etkisi olabilir. Bununla birlikte sizi araç kullanmadan alıkoyabilecek bir yan etki hissettiğinizde hekiminize başvurmalısınız.
  15. KOPARİN her dozunda 23 mg’dan daha az sodyum ihtiva eder, yani esasında sodyum içermez.  KOPARİN koruyucu olarak 47,25 mg benzil alkol içermektedir Şüpheli hastalara reçete edilirken dikkat edilmelidir.
  16. KOPARİN’in prematüre bebekler ve yeni doğanlara uygulanmaması gerekir. Bebeklerde ve 3 yaşına kadar olan çocuklarda toksik reaksiyonlara ve alerjik reaksiyonlara sebebiyet verebilir. Eğer hamile iseniz KOPARİN’i alıp almayacağınıza hekiminiz karar verecektir.
  17. Eğer karaciğerinizde veya böbreklerinizde bir sorun varsa, hekiminiz sizin daha düşük miktarda KOPARİN almanıza karar verebilir.
  18. Hekiminiz veya hemşireniz size bu ilacı uygulayacağından kullanmanız gerekenden daha fazla KOPARİN uygulanması beklenmez. Eğer daha fazla doz verildiğini düşünüyorsanız hemen hekiminize veya hemşirenize söyleyiniz. Sizde hemoraji (ciddi kanama) başlayabilir ve tedavide Protamin sülfat isimli ilaç başka bir enjeksiyonla size verilebilir.
  19. KOPARİN size her zaman için bir sağlık personeli tarafından uygulanacaktır. Bu nedenle dozların unutulması pek olası değildir ancak unutulduğunu düşünüyorsanız hemen hekiminize veya hemşirenize söyleyiniz.

 

KOPARIN  I.V. enjeksiyonluk çözelti içeren flakon’un diğer ilaçlarla etkileşimi:

 

  1. Ağrı ve iltihabın azaltılması için veya zararlı kan pıhtılarının oluşmasını engellemek için aspirin gibi salisilatlar grubundan bir ilaç alıyorsanız, daha kolay kanama olasılığı olabilir.
  2. Kan pıhtılarını eritmek için streptokinaz gibi trombolitik ilaçları kullanıyorsanız, kanama olasılığınız daha yüksektir.
  3. Zararlı kan pıhtılarını durdurmak için varfarin gibi vitamin K antagonistini kullanıyorsanız, kanama olasılığınız daha yüksektir.
  4. Aktive edilmiş protein C (kan pıhtılarını yok etmek için): Daha kolay kanama olasılığı olabilir.
  5. Kan hacminizin artması için dekstranlardan kullanıyorsanız, daha kolay kanama olasılığı olabilir.
  6. Zararlı kan pıhtılarının oluşmasını durdurmak için, klopidogrel gibi trombosit agregasyon inhibitörlerini kullanıyorsanız, daha kolay kanama olasılığı olabilir.
  7. Yüksek tansiyon ve kalp problemlerinizin tedavisi için; anjiyotensin dönüştürücü enzim inhibitörleri veya enalapril, losartan veya valsartan gibi anjiyotensin II reseptör blokerlerini kullanıyorsanız, kanınızdaki potasyum miktarı çok artabilir (hiperkalemi).
  8. Sefalosporinler: Heparin ile birlikte aynı zamanda kullanıldığında bazı sefalosporinler, örneğin sefaklor, sefiksim ve seftriakson koagülasyon gelişimini etkilerler ve bu nedenle de kanama riskini artırabilirler.
  9. Artrit için veya diğer ağrılar veya sancı için ibu profen veya diklofenak gibi nonsteroid anti-enflamatuvar ilaçları kullanıyorsanız, daha kolay kanama olasılığı olabilir.
  10. Kortikostereoidler (gluko-): Addison hastalığının tedavisinde yerine koyma tedavisi olarak kullanılan hidrokortizon haricinde.
  11. Anjina tedavisi için gliseril trinitrat infüzyonu heparinin etkisini azaltabilir.
  12. Kortikostereoidler (gluko-): Addison hastalığının tedavisinde yerine koyma tedavisi olarak kullanılan hidrokortizon haricinde.
  13. Sigara kullanımı: Nikotin, heparinin antikoagülan etkisini kısmen önleyebilir. Heparin dozu sigara içenlerde artırılabilir.

Eğer bu ilaçlardan herhangi birini heparin ile birlikte alıyorsanız hekiminiz size kan testlerini içeren tam sağlık muayenesi (check-up) yapabilir

 

KOPARIN I.V. enjeksiyonluk çözelti içeren flakon’un yan etkileri

  1. Nefes almada zorluk çekiyorsanız, yüzünüz ve boğazınız şişiyorsa, cildinizde şiddetli döküntü oluşuyorsa,  enjeksiyon yapılan bölgedeki cildinizde kabarcıklar oluşursa; bunların hepsi çok ciddi yan etkilerdir. Eğer bunlardan biri sizde mevcut ise, sizin KOPARIN’e karşı ciddi alerjiniz var demektir. Acil tıbbi müdahaleye veya hastaneye yatırılmanıza gerek olabilir.
  2. Epidural anestezi veya spinal anesteziden sonra aşağıdaki belirtilerden herhangi birisi varsa acil tıbbi yardım almak gerekir, sizde felç oluşabilir:
    • Karıncalanma, halsizlik veya uyuşma (bacaklarda veya vücudun belden aşağı kısmında)
    • Sırt ağrısı
    • Tuvalete gitme sorunları
  3. Eğer aşağıdaki belirtilerden herhangi birisi oluşursa hekiminiz hemen söylemelisiniz. Sizde ciddi kanamanın başladığı anlamına gelebilir;
    • Kırmızı veya kahverengi idrar
    • Katran renginde siyah dışkı
    • Anormal morarma
    • Burnunuzda, ağzınızda veya ameliyat yarasında durmayan kanama.
  4. Çok yaygın (100 hastanın 10’undan fazlası) yan etkiler : Enjeksiyon yerinde morarma, enjeksiyon yerinde tahriş, kanama (hemoraj) Daha çok heparinin yüksek dozuyla oluşur, kan testi sonuçlarınız da değişiklik.
  5. Yaygın (100 hastada 10 kişi den daha azında görülebilen)yan etkiler : Döküntü, kaşıntılı kabarık döküntü (ürtiker)., kemik yoğunluğunun azalması (osteoporoz). Uzun süre heparin kullanan hastaların kemiklerinde güç kaybı oluşur ve kolay kırılabilir.
  6. Yaygın olmayan (1000 hastada 1 kişi den daha azında görülebilen) yan etkiler:
    -Kolay morarma veya çok kolay kanama. Kanınız da daha zararlı pıhtılarda oluşabilir. Kanınızdaki pıhtılaşmayı sağlayan hücrelerin (trombosit ) çok az alması, bu belirtileri gösterebilir. Hekiminiz bunu size daha iyi açıklayabilir.
    -Kan testi sonuçlarınızda değişiklik. Potasyum miktarı artabilir. Eğer ciddi ağır böbrek problemleriniz veya şeker hastalığınız varsa kan testi sonuçlarının değişme olasılığı daha yüksektir. Hekiminiz bunu size daha iyi açıklayabilir.
  7. Çok seyrek (1000 hastada 1 kişi den daha azında görülebilen) yan etkiler:  Erkeklerde uzun süreli, ağrılı ereksiyon.
    Eğer yukarıda yer alan yan etkilerden biri sizde mevcut ise hekiminize bildiriniz. Bazı yan etkiler ciddi olabilir.

KOPARIN I.V. enjeksiyonluk çözelti içeren flakon’un saklanması

KOPARIN ’i çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız. KOPARİN’i çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız. 25 derecenin altındaki oda sıcaklığında orijinal ambalajında saklayınız. Dondurmayınız

Ambalajdaki son kullanma tarihinden sonra KOPARIN’i kullanmayınız.
Eğer üründe ve/veya ambalajında bozukluklar fark ederseniz KOPARIN’i kullanmayınız

 

Etken madde: 1 mL çözelti 5 000 IU heparin sodyum (domuzdan elde edilir) içerir. Her bir 5 ml’lik çözelti flakonu 25000 IU heparin sodyum içerir.
Yardımcı maddeler: Sodyum klorür, benzil alkol, enjeksiyonluk su ve asidite seviyesini normal tutmak için sodyum hidroksit veya hidroklorik asit.
İlaç Marka İsmi : KOPARIN 25000 IU/5 mL I.V. enjeksiyonluk çözelti içeren flakon

Ruhsat sahibi:
KOÇAK FARMA İlaç ve Kimya Sanayi A.Ş.
Bağlarbaşı, Gazi Cad., No:40
Üsküdar / İstanbul

Üretim yeri:
KOÇAK FARMA İlaç ve Kimya Sanayi A.Ş.
Organize Sanayi Bölgesi
Çerkezköy / Tekirdağ


 

1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI : KOPARİN 25000 IU/5 mL I.V. enjeksiyonluk çözelti içeren flakon
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Etkin madde:
Her 5 ml’de;
Heparin sodyum 25000 I.U (domuzdan elde edilir) (1 mL çözelti 5 000 IU heparin sodyum içerir.)
Yardımcı madde(ler): Sodyum klorür 45 mg, Benzil alkol 47,25 mg
3. FARMASÖTİK FORM : Enjeksiyonluk çözelti. Berrak çözelti.
4.1. Terapötik endikasyonlar
Aşağıdaki durumlarda; endikedir:
– Derin ven trombozu, pulmoner emboli ve arteryel tromboembolik olayların profilaksisi,
– Derin ven trombozu, pulmoner emboli, stabil olmayan angina pektoris, akut miyokard enfarktüs ve akut periferik arter oklüzyonun tedavisi,
– Miyokardiyal infarktüsünü takiben mural turomboz profilaksisi,
– Ekstrakorporeal dolaşım ve hemodiyalizde endikedir.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekli
Pozoloji:
İntravenöz olarak veya subkutan kullanılır. KOPARİN intramüsküler yolla uygulanmamalıdır.
Heparin solüsyonunun konsantrasyonu 5 000 IU/mL’dir. Tüm heparin preparatları aynı konsantrasyonu içermediği için heparin dozu I.U. olarak belirtilmelidir.
Uygulama sıklığı ve süresi:
 Derin ventrombozu, pulmoner emboli ve arteryel tromboembolik olayların profilaksisi:
Operasyondan 2 saat önce: 5000 ünite subkutan
Operasyonu takiben: Her 8-12 saatte bir 5000 ünite subkutan olarak 7-10 gün veya hasta en azından ayakta tedavi edilinceye kadar.
Laboratuar izleme, düşük doz heparin profilaksisi sırasında gerekli değildir. Eğer izleme istenirse, Aktive edilmiş Kısmi Tromboplastin Zamanı (aPTT) anlamlı derecede uzamadığından, anti-Xa tayinleri kullanılmalıdır.
Laboratuar testleri günlük olarak yapılmalıdır. İdeali her gün aynı saate ve ilk numune tedavi başlangıcından 6 saat sonra, daha sonra her doz değişimini takiben 4-6 saat içerisinde alınmalıdır. Heparinin tüm – doz tedavisi esnasında, günlük laboratuar izlemede, aktive edilmiş kısmi trombop lastin zamanının (aPTT değeri) normal aralığın orta
noktasının 1.5-2.5 katına veya kontrol değerine ayarlanması mutlaka gereklidir.
 Derin ven trombozu, pulmoner emboli, stabil olmayan angina pektoris ve akut periferik arter oklüzyonun tedavisi:
Yükleme dozu: 5 000 ünite intravenöz (şiddetli pulmoner embolide 10 000 ünite gerekebilir).
İdame dozu: 1 000 – 2 000 ünite/saat intravenöz infüzyonla veya 12 saatte 10, 00-20 000 ünite subkutan veya
4 saatte 5 000-10 000 intravenöz enjeksiyonla.
 Miyokardiyal infarktüsü takiben mural trombozun profilaksisi:
En az 10 gün, 12 saatte bir 12500 ünite subkutan.
 Ekstrakorporeal dolaşım ve hemodiyalizde:
Kardiyopulmoner by-pass: Başlangıçta 300 ünite/ kg intravenöz, sonra aktive edilmiş pıhtılaşma zamanı (ACT)’nı 400-500 saniye arasında korumak için doz ayarlanabilir.
Hemodiyaliz ve hemofiltrasyon: Başlangıç 1 000-5 000 ünite,
İdame: 1 000-2 000 ünite/saat, pıhtılaşma zamanını >40 dakika korumak için doz ayarlanır.
Uygulama şekli:
% 5 glukoz veya % 0.9 sodyum klorür içinde devamlı intravenöz infüzyon yoluyla veya aralıklı intravenöz enjeksiyon veya subkutan enjeksiyon yoluyla uygulanır.
Heparinin intravenöz enjeksiyon hacmi 15ml’yi geçmemelidir. Heparinin etkisi kısa süreli olduğundan, aralıklı intravenöz enjeksiyon yerine, intravenöz infüzyon ile veya subkutan enjeksiyonla uygulama tercih edilmektedir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek/karaciğer yetmezliği:
Dikkatli uygulanmalıdır. İlerlemiş renal ve hepatik hastalığı bulunan hastalarda, doz miktarında azaltma gerekebilir. Şiddetli renal bozukluğu olanlarda ve yaşlılarda (özellikle yaşlı kadınlarda) kanama riski artmaktadır.

Geriyatrik popülasyon: Doz azaltılması ve aPTT izlenmesi tavsiye edilir.
Pediyatrik popülasyon: Derin ven trombozu, pulmoner emboli ve arteryel tromboembolik olayların profilaksisi
için: Doz önerilmez.
Derin ven trombozu, pulmoner emboli, stabil olmayan angina pektoris ve akut periferik arter oklüzyonun tedavisi için:
Yükleme dozu: 50 ünite/kg intravenöz
İdame dozu: 15-25 ünite/kg/saat intravenöz infüzyonla veya 12 saatte 250 ünite/kg subkutan veya 4 saatte 100 ünite/kg intravenöz enjeksiyonla.
Hamilelerde: Doz aPTT veya anti-Xa tayinine göre ayarlanır, subkutan olarak her 12 saatte bir 5.000 – 10.000 ünite.
4.3. Kontrendikasyonlar
KOPARİN aşağıdaki durumlarda kullanılmamalıdır:
• Heparin’e veya ilacın içeriğindeki yardımcı maddelere karşı aşırı duyarlılığı olanlarda,
• Prematüre bebekler veya yeni doğanlarda (benzil alkol içerdiğinden),
• Yüksek miktarda alkol tüketenler, aktif kanaması olanlar veya diğer kanama hastalığı olanlar, ciddi karaciğer hastalığı bulunan (özofagus varisler dahil), purpura, şiddetli hipertansiyon, aktif tüberküloz veya aşırı kılcal damar permabiliteli hastalarda,
• Halen veya önceden trombositopenisi bulunan hastalar. Heparin kullanan hastalarda nadiren oluşan deri nekrozu durumunda; trombositopeni riskine karşı, heparin’in subkütan veya intravenöz yoluyla daha fazla kullanımına devam edilmemesi gerekmektedir.
Ameliyat sonrası kanama riskleri nedeniyle beyin ameliyatlarında, omurilik ve gözde, kanama riski bulunan bölgelerde yapılacak işlemlerde, henüz ameliyat olmuş hastalarda, lumbar ponksiyon veya bölgesel anestetik blok yapılan hastalar da heparin kullanılmamalıdır.
Kanama eğilimi bulunan hastalarda veya gerçek veya potansiyel olarak bir kanama bölgesine sahip, örneğin hiyatus fıtığı, peptik ülser, neoplazma, bakteriyel endokardit, retinopati, kanamalı hemoroid, kafa içi kanaması şüphesi olan hastalarda, serebral tromboz veya düşük tehdidi olan hastalarda KOPARİN göreceli risk ve yararları dikkatlice
hesaplanmalıdır.
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Heparin ile tedavi edilen (küratif veya koruyucu dozlarda) bir hastada;
• İskemik felç,
• Miyokard enfarktüsü,
• Alt uzuvlarda akut iskemi,
• Pulmoner embolizm,
• Flebit,
• Tromboz şiddetlenmesi gibi trombotik vakalar olması halinde
Heparin kaynaklı trombositopeni (HIT) sistematik olarak düşünülmeli ve bir trombosit (platelet) sayımı testi acilen gerçekleştirilmelidir.
Önlemler
Riskli durumlarda:
Peptik ülser, koryoretinal vasküler hastalık öyküsü olan veya beyin ve spinal kord ameliyatını takiben postoperatif periyotta lomber ponksiyon performansı intraspinal kanama riski için dikkate alınmalıdır. Mümkün olduğunca ertelenmelidir.
Platelet sayımının izlenmesi:
HIT riskine bağlı olarak, endikasyona ve uygulanan doza bakmaksızın platelet sayımının izlenmesi gereklidir. Tedaviden önce bir kez, sonrasında 21 gün boyunca haftada 2 kez platelet sayımı gerçekleştirlmeli, bu periyottan sonra tedavinin kesin uzatılması gereken durumlarda platelet sayımının gözlenmesi sıklığı tedavi durdurulana kadar haftada 1’e yükseltilmelidir.
Heparin, aldosteron’un adrenal sekresyonunu baskılayabilir, bu durum hipoaldosteronizm ile birlikte hiperkalemi ve/veya metabolik asidoz’a yol açar. Bu olay yüksek potasyum kan seviyelerine sahip yüksek riskli hastalarda (diyabet hastaları, kronik böbrek yetmezliği olan hastalar, metabolik asidoz hikayesi olan hastalar, ACE inhibitörleri ve NSAIDs gibi potasyum kan seviyesini artıran ilaçlar kullanan hastalar) gözlenmiştir. Hiperkalemi riski tedavi boyunca artar ve genellikle geri dönüşümlüdür. Tedavinin uzaması halinde plazma potasyum seviyeleri yüksek riskli hastalarda izlenebilir. Plazma potasyum miktarı, riskli hastalarda heparin tedavisinden önce ve 7 günden fazla tedavi gören tüm hastalarda mutlaka ölçülmelidir.
Heparin kaynaklı trombositopeni (HIT):
İmmünolojik orijinli, bazen tromboza neden olan (fraksiyonlanmamış heparin ve daha az sıklıkla düşük molekül ağırlıklı heparinlerin neden olduğu) tip II trombositopeni olarak bilinen heparin kaynaklı trombositopeni riski vardır. HIT, < 100,000 değerindeki platelet sayımı ve/veya platelet sayımındaki %30-50 oranında belirgin bir düşüş ile iki ardışık ölçümle belirlenir. Başlıca, heparin uygulanmasını takiben 5-21. günler arasında gelişir (10 gün’lük bir pik insidansı ile) fakat heparin ile tedavi s ırasında trombositopeni öyküsü olan hastalarda daha erken oluşabilir. Sonuç olarak bu tipteki bir öykü derinlemesine mülakat sırasında sistematik olarak araştırılmalıdır. Ek olarak, ilacın tekrar sataşması (rechallenge) vakasının nüksetme riski birkaç yıl hatta ömür boyu sürebilir (Bkz bölüm 4.3).
5 günden fazla bir süre heparin tedavisi görenlerde trombosit ölçümü mutlaka yapılmalı ve trombositopeni gelişimi görülen hastalarda tedavi derhal durdurulmalıdır.
Tüm durumlarda, HIT başlangıcı acil bir durumdur ve uzman tavsiyesi gerektirir. Platelet sayımındaki belirgin herhangi bir düşüş (başlangıçtaki değerin %30-50’si), değer kritik seviyeye ulaşmadan önce bir uyarı olarak görülmelidir. Platelet sayımındaki düşüşün gözlenmesi her zaman;
• Acil bir platelet sayımını
• Düşüş doğrulanmışsa heparin tedavisinin durdurulmasını gerektirir.
Bu koşullar altında, yapılacak acil ölçümler in vitro veya immünolojik platelet agregasyon testlerinin sonuçlarına bağlı değildir; çünkü yalnızca bazı uzmanlaşmış laboratuarlar bu testleri rutin olarak yürütür ve sonuçlar en iyi ihtimal birkaç yıl sonra elde edilir. Bu testler yine de komplikasyonun tanısına yardım etmek için  gerçekleştirilmelidir. Tedavi devam ederse büyük bir tromboz riski vardır.
• HIT’in trombotik komplikasyonlarının tedavisi veya önlenmesi
Antikoagülasyona devam edilmesi gerekli görülüyorsa heparin, başka sınıf bir antitrombotik ajan ile değiştirilmelidir: danaparoid sodyum veya hirudin, duruma göre profilaktik veya küratif dozlarda verilir.
Oral antikoagülan ilaçlarla yer değiştirilme, oral antikoagülanlar ile trombotik olgunun şiddetlenme riskine bağlı olarak yalnızca bir defa platelet sayımı normale döndüğünde meydana gelmelidir.
Her ne kadar heparine karşı aşırı duyarlılık nadir olsa da, alerji geçmişi olan hastalara 1,000 I.U lik bir deneme dozu tatbik edilmesi önerilmektedir. Düşük moleküler ağırlıklı heparinlere karşı aşırı duyarlı olan hastalarda özen gösterilmelidir.
Önerilen düşük doz rejimi, hastaların çoğunda, pıhtılaşma süresinde bir değişiklik yaratmamaktadır. Ancak, heparine karşı kişisel tepkisi olan hastaların büyük ameliyatlarında tedavinin kan pıhtılaşması üzerindeki etkisi mutlaka gözlem altında tutulmalıdır.
Spinal veya epidural anestezi durumunda dikkat edilmelidir (spinal hematom riski).
Heparin direnci:
Heparinin antikoagülan etkisi kişiden kişiye belirgin farklılıklar gösterir. Terapötik bir hedefe ulaşmak için bir standart dozdaki heparine yetersiz yanıt olarak tanımlanan Heparin Direnci, hastaların yaklaşık %5 – 30’unda görülür.
Heparin direncinin gelişimine yol açan faktörler şunlardır:
– Normalin % 60’ından daha az antitrombin III aktivitesi (antitrombin III -bağımlı heparin direnci):
Azalmış antitrombin III aktivitesi, kalıtımsal ya da daha yaygın olarak, sonradan kazanılmış (çoğunlukla ikincil preoperatif heparin tedavisi, kronik karaciğer hastalığı, nefrotik sendrom, kardiyopulmoner by-pass, düşük dereceli yaygın intravasküler
koagülasyon veya ilaç kullanımına bağlı örneğin aprotinin, östrojen veya muhtemelen nitrogliserin kullanımı) olabilir.
Normal veya normalin üstünde Antitrombin III düzeyleri olan hastalar (Antitrombin III –
bağımsız heparin direnci):
Tromboembolik hastalıklar, artmış heparin klirensi
– Heparin bağlayıcı proteinlerin, faktör VIII, von Willebrand faktör, fibrinojen, trombosit
faktör 4 veya histidinden – zengin glikoprotein’in yükselmesi:
Aktif enfeksiyon (sepsis veya endokardit)
Ameliyat öncesi intra-aortik balon kontrpulsasyon
Trombosit azlığı
Trombositoz
İleri yaş
Plazma albümin konsantrasyonu 35g/dl
Heparin direnci, akut hastalarda, maligniteli ve gebelik veya doğum sonrası dönemde sıklıkla karşılaşılan bir durumdur.
Bu tıbbi ürün 47,25 mg benzil alkol içermektedir.
Prematüre bebekler ve yeni doğanlara uygulanmaması gerekir.
Bebeklerde ve 3 yaşına kadar olan çocuklarda toksik ve alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Bu tıbbi ürün her dozunda 1 mmol (23 mg)’dan daha az sodyum ihtiva eder; yani aslında “sodyum içermez”.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Analjezikler: Trombosit agregasyonunu etkileyen ilaçlarla örneğin Asetilsalisilik asit (analjezik ve antipiretik dozda), Asetilsalisilik asit (plateletleri inhibe eden dozda) ve diğer NSAID’ler ile dikkatli kullanılmalıdır. Ketorolak ile kanama riski artar (düşük – doz heparinle birlikte bile kullanılmasından kaçınılmalıdır).
Kortikostereoidler (gluko-): Addison hastalığının tedavisinde yerine koyma tedavisi olarak kullanılan hidrokortizon haricinde.
Antikoagülanlar, trombosit inhibitörleri, v.b: Oral antikoagülanlar, epoprostenol, klopidogrel, tiklopidin, streptokinaz, dipridamol, dekstran solüsyonları ile veya koagülasyonu etkileyebilen diğer ilaçlarla kanama riski artar.
Sefalosiporinler: Heparin ile birlikte aynı zamanda kullanıldığında bazı sefalosporinler, örneğin sefaklor, sefiksim ve seftriakson koagülasyon prosesini etkilerler ve bu nedenle de kanama riskini arttırabilirler.
ACE İnhibitörleri: Birlikte kullanılması ile hiperkalemi oluşabilir.
Nitratlar: Eşzamanlı olarak heparinle, intravenöz gliseril trinitrat infüzyonu uygulandığında heparin aktivitesinin azaldığı rapor edilmiştir.
Trombolitik İlaçlar:
Hemorajik risk artabilir. Hasta düzenli olarak izlenmelidir.
Probenesid: Heparinin antikoagülan etkisi artabilir.
Sigara içmek: Nikotin, heparinin antikoagülan etkisini kısmen önleyebilir. Heparin dozu sigara içenlerde arttırılabilir.
Tanı testleri ile etkileşim, psödo-hipokalemi (hemodiyaliz hastalarında), total tiroksin ve triiyodotironinin doğal olmayan artışı, stimule metabolik asidoz ve endotoksin için kromojenik lizat tayininin inhibisyonu ile ilişkili olabilir. Heparin, immunoassay ile aminoglikozitlerin belirlenmesini etkileyebilir.
4.6.  Gebelik kategorisi: C
Heparinin çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü üzerindeki etkisi ile ilgili yapılmış herhangi bir çalışma yoktur.
Gebelik dönemi : Gebelerde kullanılması kontrendike değildir. Heparin plasenta bariyerini geçmez. Herhangi bir  durumda heparinin gebelerde kullanılmasına risk/yarar oranının değerlendirilmesinden sonra karar verilmelidir.
Hamilelik sırasında uzun süreli heparin tedavisi ile azalmış kemik dansitesi bildirilmiştir. Kanama problemi gebelik sırasında veya doğumdan sonra görülebilir. Özellikle uteroplasental hemoraji nedeniyle doğumda önlem alınması gereklidir.
Laktasyon Dönemi: Heparin anne sütüne geçmez. Bu nedenle, heparin ile tedavi boyunca emzirmek mümkündür.
Üreme yeteneği/Fertilite: Yeterli çalışma yoktur.
4.7. Araç ve makine kullanma yeteneği üzerinde bir etkisi bulunmamaktadır veya ihmal edilebilir bir etkiye sahiptir.
4.8. İstenmeyen etkiler
İstenmeyen yan etkilerin sınıflandırılmasında aşağıdaki sistem kullanılmıştır:
Çok yaygın (≥1/10), yaygın (≥1/100 ila <1/10), yaygın olmayan (≥1/1.000 ila <1/100), seyrek (≥1/10.000 ila <1/1.000), çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
En sık bildirilen istenmeyen etkiler; kanama, karaciğer enzimlerinde geri dönüşümlü artış, geri dönüşümlü trombositopeni ve çeşitli deri reaksiyonları. İzole raporlarda yaygın alerjik reaksiyonlar, deri nekrozu ve priapizm bildirilmiştir.
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Seyrek: Trombositopeni gözlemlenmiştir ( Bkz. Bölüm 4.4).
Heparine bağlı iki tip trombositopeni tanımlanmıştır:
En yaygın olanı Tip I’dir. TipI, genellikle orta derecelidir ( genellikle >50×109/L) ve geçicidir. Heparinin uygulanmasından sonra 1-5 gün içinde meydana gelir. TipII, daha seyrek görülür ama çoğu şiddetli trombositopeni
şeklindedir (genellikle <50 x 109/L). İmmun sisteme bağımlıdır ve heparinin uygulanmasından bir hafta sonra veya daha sonra meydana gelir ( daha önce heparin kullanmış hastalarda daha erken meydana gelir ). Bu durum trombositopeninin başlamasından önce görülebilen trombosit – kümelenmesi antikorunun üretimi ve
tromboembolik komplikasyonlar ile ilişkilidir. Heparin derhal kesilmelidir.
Bazı durumlarda trombositopeni tip II’ye venöz veya arteriyel tromboz eşlik eder.
Bağışıklık sistemi bozuklukları
Seyrek: Çeşitli hipersensitivite belirtiler ile her tür ve şiddetli alerjik
reaksiyonlar (konjonktivit, rinit, astım, taşikardi, ateş..)
Anaflaktik reaksiyonlar ve anaflaktik şok Anjiyonörotik ödem
Metabolizma ve beslenme sistemi hastalıkları
Seyrek: Heparin plazmada potasyum artışıyla sonuçlanabilen hipoaldosteronizm’e neden olabilir. Nadiren klinik olarak anlamlı hiperkalemi özellikle böbrek yetmezliği olan ve diyabetli hastalarda oluşabilir (Bkz. Bölüm 4.4).
Vasküler hastalıklar
Seyrek: Kanama. Daha çok heparinin yüksek dozuyla oluşabilir ( Bkz. 4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri ve 4.9. Doz aşımı).
Çok nadir epidural ve spinal hematom vakaları, spinal veya epidural anestezi veya spinal ponksiyon uygulanmasında proflaksi için heparin alan hastalarda bildirilmiştir
Hepato-bilier hastalıklar
Seyrek: Yükselmiş transaminaz, gamma-GT, LDH ve lipaz düzeyleri.
Genellikle heparin kesildikten sonra düzelirler.
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Yaygın: Döküntü (eritematöz ve makülopapüler gibi çeşitli tipte döküntü ), ürtiker, kaşıntı.
Seyrek : Cilt nekrozu. Cilt nekrozu oluşursa tedavi derhal durdurulmalıdır.
Kas-iskelet sistemi ve bağ dokusu hastalıkları
Yaygın olmayan: Heparinle uzun süreli tedavilerde (bir kaç aydan fazla) osteoporoz ve alopesi oluşabilir. En az 6 ay, günde 10,000 I.U. ‘den fazla heparin uygulanan kadınlarda önemli ölçüde kemik demineralizasyonu bildirilmiştir.
Üreme sistemi ve meme hastalıkları
Çok seyrek: Priapizm rapor edilmiştir.
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Çok Yaygın: Enjeksiyon yeri reaksiyonları; cilt altına lokal enjekte edildiğinde irritasyon oluşabilir.
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
Heparin tedavisinde potansiyel tehlike kanamadır. Fakat genellikle doz aşımından dolayı oluşur ve bu risk sıkı laboratuar kontrolleri ile aza indirilebilir. Hafif kanama genellikle heparin uygulanmasının sona erdirilmesiyle tedavi edilebilir. Eğer kanama daha şiddetliyse pıhtılaşma zamanı ve trombosit sayısı tayin edilmelidir. Uzamış pıhtılaşma zamanı, aşırı antikoagülan etkisi intravenöz protamin sülfat ile nötralize edilebilir. Her 100 IU heparini, 1mg protamin sülfat nötralize eder. İhtiyaç duyulan protamin miktarı, nötralizasyonu tamamlayacak miktarda olmalıdır. Protamin sülfat yavaş yavaş yaklaşık 10 dakika içinde bolus olarak uygulanır ve dozu 50 mg’ı geçmemelidir. Eğer heparin enjeksiyonundan 15 dakikadan fazla geçmişse gereken protamin dozu daha düşük olacaktır.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grubu: Antitrombotik ajan/heparin grubu
ATC kodu: B01AB01
Heparin normal koagülasyon sisteminin çeşitli safhalarında etkisini gösteren bir antikoagülan ajandır. İn vitro ve in vivo koşullarda kanın pıhtılaşmasına ve fibrin pıhtılarının oluşumuna öncülük eden reaksiyonları inhibe eder. Küçük terapötik dozlardaki heparinin plazmada bulunan antitrombin III (heparin ko-faktörü) ile kombinasyonu, aktive
olmuş faktör X‘i inaktive eder ve protrombinin  trombine dönüşmesini engelleyerek trombozu inhibe eder. Bu inhibisyonunun hızı doza bağımlı olarak artar. Aktif trombozun meydana gelmesi durumunda daha fazla miktarlardaki heparin, trombini inaktive ederek ve fibrinojenin fibrine dönüşümünü engelleyerek, daha fazla pıhtı oluşumunu engelleyebilir. Heparin ayrıca fibrin-stabilize faktörünün aktive olmasını inhibe ederek dayanıklı bir fibrin pıhtı oluşumunu da önler.
Heparin fibrinolitik aktiviteye sahip değildir, bu nedenle mevcut pıhtıları çözmez. Kanama zamanı genellikle heparin ile etkilenmez. Pıhtılaşma zamanı heparinin tam tedavi dozunda uzar, düşük dozlarında ise etkilenmez.
5.2. Farmakokinetik özellikler
İntravenöz enjeksiyondan hemen sonra, subkutan enjeksiyonda ise 20-30 dakika sonra antikoagülan etkisini gösterir.
Emilim: Oral, rektal, intramüsküler, subkutan uygulamalarda heparin normal absorbsiyonunu göstermez. Subkutan uygulama şekli sadece proflaktik amaçlı kullanımda kabul edilebilir.
Dağılım: Heparin plasentaya geçmez, anne sütüne karışmaz .
Biyotransformasyon: Heparin karaciğerde metabolize olur. Heparinin bir kısmı platelet faktörü IV, plazma
proteinleri (fibrinojen dahil), retiküloendotelyal sistem gibi çeşitli faktörlerle nötralize edilir. Metaboliti inaktiftir.
Eliminasyon: Heparinin plazma yarı ömrü doza ve kullanım şekline bağlı olarak kişiden kişiye büyük değişiklik gösterir ve ortalama olarak 90 dakika olarak kabul edilir. Heparin böbrekler tarafından elimine olur ve az miktarı idrarla değişmeden atılır.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Yarı ömür eliminasyon süresi; obezite, böbrek yetmezliği, malignite, pulmoner embolizm, karaciğer fonksiyon bozukluklarının ve enfeksiyonların varlığına bağlı olarak değişebilir.
60 yaşın üstündeki hastalar aynı miktar doz alan 60 yaşın altındaki hastalara kıyasla daha yüksek heparin plazma seviyelerine ve daha uzun aktive edilmiş kısmi tromboplastin zamanına (aPPTs) sahip olabilirler.
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Klinik öncesi güvenlilik verileri diğer bölümlere dahil edilmiştir, eklenecek klinik veri bulunmamaktadır
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER
6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Benzil alkol
Sodyum klorür
Sodyum hidroksit veya hidroklorik asit
Enjeksiyonluk su
6.2. Geçimsizlikler
Herhangi bir uygunluk çalışması yürütülmediği için bu ürün diğer tıbbi ürünlerle karıştırılmamalıdır.
Heparin birçok enjektabl preparatlarla geçimsizdir, örneğin bazı antibiyotikler, opioid analjezikler ve antihistaminikler.
Aşağıdaki ilaçlar heparinle geçimsizdir:
Alteplaz, amikasin sülfat, amiodaron hidroklorür, ampisilin sodyum, aprotinin, benzilpenisilin potasyum veya sodyum, sefalotin sodyum, klorpromazin hidroklorür, siprofloksasin laktat, sisatraküryum besilat, sitarabin, dakarbazin, daunorubisin hidroklorür, diazepam, doksorubisin hidroklorür, droperidol, eritromisin laktobionat, gentamisin sülfat, haloperidol laktat, hyaluronidaz, hidrokortizon sodyum süksinat, kanamisin sülfat, labetolol
hidroklorür, metisilin sodyum, metotrimeprazin, netilmisin sülfat, nikardipin hidroklorür, oksitetrasiklin hidroklorür, petidin hidroklorür, polimiksin B sülfat, promethazin hidroklorür, streptomisin sülfat, tobramisin sülfat, triflupromazin hidroklorür, vankomisin hidroklorür ve vinblastin sülfat.
Dobutamin hidroklorür ve heparinle çökelti oluşacağından, karıştırılmamalı veya aynı intravenöz hat üzerinden infüzyonu yapılmamalıdır.
Heparin ve reteplaz’ın kombine çözeltisi geçimsizdir. Eğer reteplaz ve heparinin, bir Yhattı ile birlikte aynı hat boyunca verilmesi gerekliyse, reteplaz enjeksiyonundan önce ve enjeksiyonu takiben hat, %0,9 salin veya %5 glukoz çözeltisi ile yıkanmalıdır.
6.3. Raf ömrü: 24 ay
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C altındaki oda sıcaklığında orijinal ambalajında saklayınız. Dondurmayınız.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
Gri teflon kaplama tıpalı, flipp-off’lu aluminyum kapaklı tip I renksiz cam flakon. 1 kutuda 1 flakon olacak şekilde ambalajlanır.
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
“Tıbbi atıkların kontrolü yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü yönetmelikleri”ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Koçak Farma İlaç ve Kimya Sanayi A.Ş.
Gazi Cad. No:40 Üsküdar/İstanbul
Tel: 0216 492 57 08
Faks: 0216 334 78 88

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir